Üç Avrupa ülkesi, son dönemde yaşanan çatışmalar ve insani krizler üzerine ortak bir açıklama yaparak, İsrail’in Gazze'de kalma planını kabul edilemez olarak nitelendirdi. Bu bildirinin arka planında, bölgedeki artan gerilim ve sivil kayıplarının yanı sıra, uluslararası toplumun barış sağlama çabaları yer alıyor. Avrupa’nın, Ortadoğu’daki bu karmaşık duruma daha fazla dikkat etmesi gerektiği vurgulandı.
Avrupa'nın güçlü üç ülkesi olarak bilinen Almanya, Fransa ve İtalya, Gazze'deki durumu ele almak üzere gerçekleştirilen ortak görüşmeler sonucunda belirledikleri açık düşünceleri ile medyanın gündemine oturdu. Yapılan açıklamada, İsrail’in Gazze’de kalma planının, mevcut krizi daha da derinleştireceği ve bölgedeki barış umutlarını azaltacağı vurgulanarak, bu tutumun kabul edilemez olduğu ifade edildi. Söz konusu üç ülkenin üst düzey yetkilileri, "İsrail’in bu planı, barış sürecine zıt bir yaklaşım sergilemekte ve uluslararası hukukla çelişmektedir. Gazze’deki insani durum, acilen ele alınmalı ve tüm tarafların barış için birlikte çalışmaları gerekmektedir" dediler.
Bölgedeki gerilim ve insani krizin çözülmesi için, uluslararası toplumun ve özellikle Avrupa Birliği’nin daha aktif bir rol üstlenmesi gerektiği söylenildi. Bu konuda Almanya, Fransa ve İtalya, Avrupa’nın birlik içinde hareket etmesinin önemine dikkat çekti. Yalnızca diplomatik yollarla bir çözüm sağlanabileceğini savunan liderler, tarafların müzakere masasına dönmeleri ve kalıcı bir barış için çaba göstermeleri çağrısında bulundular.
Bildiride, Gazze’deki sivil nüfusun yaşadığı zorlukların da altı çizildi. Savaş ve çatışma ortamının, yaşam standartlarını düşürdüğü ve insanların temel ihtiyaçlarını karşılamalarını imkansız hale getirdiği belirtildi. Bu nedenle, İsrail’in derhal kalıcı bir çekilme yapması gerektiği vurgulandığı gibi, diğer ülkelere de bölgede bulunan insani yardım çalışmalarını artırma çağrısı yapıldı. Özellikle sağlık, gıda ve su gibi temel ihtiyaçlar konusunda acil desteğin sağlanması gerektiğine dikkat çekildi.
Bu tür ortak açıklamalar, Avrupa’nın bölgedeki siyasi tutumunu daha da netleştirirken, dünya genelinde barış çabalarına olan ihtiyacı bir kez daha hatırlatıyor. İsrail ve Filistin arasındaki çatışmaların uzun yıllardır devam etmesi, zaman zaman uluslararası gündemi meşgul etse de, Avrupa'nın bu konudaki kararlı tavrı, diğer devletleri de harekete geçirebilir. Ortak bir duruş sergileyen bu ülkelerin, yalnızca sözde kalmayıp fiilen de bölgedeki barış sürecine katkıda bulunmaları gerektiği, uzmanlar tarafından vurgulanıyor.
Bilinçli bir kamuoyu oluşumu ve bu bağlamda yapılan tüm açıklamalar, Avrupa ülkelerinin, uluslararası hukuku ve insan haklarını koruma konusundaki kararlılıklarını göstermektedir. Geçmişte yaşanan sorunların tekrar etmemesi adına bu tür bireysel ve ortak eylemlerin önemi giderek artmakta. Üç Avrupa ülkesinin güçlü sesi, uluslararası platformlarda yankı bulurken, durumu ciddiyetle ele alacak adımlar atılması gerektiği bir kez daha hatırlatılıyor.