Afganistan, 10 Ekim 2023 tarihinde meydana gelen şiddetli bir depremle sarsıldı. Richter ölçeğine göre 7.2 olarak ölçülen depremin merkez üssü, ülkenin kuzeydoğusundaki Badakhshan eyaletinin kırsal bir bölgesinde yer aldı. Sabah saatlerinde, pek çok insanın uykuda olduğu sırada gerçekleşen bu doğal felaket, karmaşık jeolojik yapısıyla bilinen Afganistan’da büyük bir yıkıma sebep oldu. İlk gün itibarıyla 2 binden fazla can kaybı bildirilirken, bu rakamın artmasından endişe ediliyor. Ülke genelinde hemen hemen her köyde hissedilen depremin ardından gelen artçı sarsıntılar, paniği ve endişeyi daha da derinleştirdi.
Afganistan’ı etkileyen bu yıkıcı deprem, özellikle yoksul ve dezavantajlı bölgelerde büyük yıkıma yol açtı. Pek çok evin yıkılması ve can kaybının yanı sıra, kurtarma ekiplerinin ulaşımında zorluklar yaşandı. Bölgede hâlâ ulaşılması güç alanlar var ve bu durum, arama kurtarma çalışmalarının süresini uzatıyor. Uluslararası yardım kuruluşları, Afganistan'a mani olan güvenlik sorunları ve kötü hava koşulları gibi engelleri aşarak, depremzedelere hızlı bir şekilde yardım götürmeye çalışıyor. Unutulmamalıdır ki, Afganistan zaten yıllardır süren şiddet ve çatışmalardan etkileniyor, bu da deprem sonrası yardım çalışmalarını daha da zorlaştırıyor.
Afgan hükümeti, bölgede yaşanan yıkım ve can kayıplarını hızlı bir şekilde değerlendirmek amacıyla acil toplantılar yaparak, kriz yönetimi merkezlerini devreye aldı. Başkent Kabil'den gelen acil yardım çağrıları, uluslararası toplumu alarma geçirmiş durumda. Türkiye, İran, Pakistan gibi komşu ülkeler başta olmak üzere, birçok ülke deprem bölgesine yardım göndermeye başladı. Arama kurtarma ekipleri ve insani yardım malzemeleri, en kısa zamanda ihtiyaç sahiplerine ulaştırılmak üzere yola çıktı.
Jeologlar, Afganistan’ın coğrafi konumu nedeniyle depremlere yatkın bir bölge olduğunu vurguluyor. Ülke, birçok tektonik plakanın kesişim noktasında yer alıyor ve bu durum, deprem riskini artırıyor. Uzmanlar, afetin ardından yapılacak olan yeniden inşa çalışmalarının son derece kritik olduğunu belirtiyor. Sadece acil yardımlarla sınırlı kalınmaması gerektiğine, uzun vadeli çözüm ve yapılandırmalara odaklanılması gerektiğine dikkat çekiyorlar. Ayrıca, deprem eğitimi ve altyapının geliştirilmesi gibi konular da bu bağlamda önem kazanmış durumda.
Umarız ki bu afet, uluslararası toplumun dikkatini Afganistan’a çeker ve ülkenin uzun süredir devam eden insani krizine karşı bir seferberlik oluşturur. Yaşanan bu doğal afetten dersler çıkarılmalı ve benzer felaketlerin önüne geçilmesi için gerekli adımlar atılmalıdır. İnsani yardım kuruluşları, bölgedeki insanların ihtiyaçları doğrultusunda çalışmalarını sürdürüyor. Ancak, deprem sonrası yaşanan yıkımın sendromu, yalnızca fiziksel değil, psikolojik olarak da derin yaralar bırakıyor. Ülkede yaşanan bu korkunç olay, dünya çapında bir dayanışma ve yardımlaşma çağrısını da beraberinde getiriyor.
Afganistan'daki bu trajik olay, sadece bölge için değil, dünya için de bir uyanış olmalı. Doğal afetler, her an yaşamımızda yer alabilir ve bu tür durumlarla karşılaşma olasılığımızı azaltmak için dünya genelinde hazırlıklı olunması gerektiğini bir kez daha hatırlatıyor. Uluslararası topluma düşen görev, bu tür felaketler sonrası dayanışma ve yardımlaşmayı artırmak olmalıdır. Zira, bir felakette kaybedilen hayatlar, tüm insanlık için bir acıdır. Afganistan’daki deprem felaketi, hepimizi düşündürmeli ve gelecekte benzer durumların yaşanmaması için gerekli tedbirleri alma konusunda harekete geçirmelidir.