Son günlerde sosyal medyada hızla yayılan bir olay, pek çok kişiyi hem şok etti hem de düşündürdü. "Abinin selamı var" ifadesi, aslında sadece bir selamlaşma ifadesi olmaktan öteye geçerek gençlerin maruz kaldığı bir saldırının başlangıç cümlesi haline geldi. Gençlerin bir grup tarafından etek giydirilip darp edilmesi, toplumsal cinsiyet rolleri ve zorbalık konularını gündeme taşıdı. Bu üzücü olay üzerine detaylı bir inceleme yapılması gerekiyor.
Bu akıl almaz olay, geçtiğimiz hafta sonu, İstanbul'un merkezi bir semtinde gerçekleşti. Gözlemcilerin ifadelerine göre, gece geç saatlerde bir kafede oturan gençler, yanlarında bulunan başka bir grup tarafından hedef alındı. "Abinin selamı var" diyerek başlayan diyalog, kısa sürede bir kargaşaya dönüştü. Aniden karşı gruptan bir kaç kişi, gençlere doğru hareket ederek saldırdı. Ancak bu saldırı, sadece fiziksel bir darp ile sınırlı kalmadı; gençlere zorla etek giydirme girişimi de meydana geldi. Bu durum, hem gençlerin hem de çevredeki insanların moralini bozdu ve olaya tanıklık edenlerin kaygı duymasına yol açtı.
Olayın ardından gençler, yaşadıkları korku dolu anları sosyal medyada paylaşmaya başladılar. "Sadece arkadaşlarımızla oturuyorduk. Böyle bir şey beklemiyorduk" diyerek yaşadıkları süreci anlatmaya çalışan mağdurlardan biri, "Bize neden böyle davrandıklarını anlamadım. Sadece gülen ve eğlenen insanlar olarak oradaydık, ancak aniden hedef haline geldik," ifadelerini kullandı. Bu durum, toplumsal olarak yaşanan cinsiyet ayrımcılığı ve şiddet konularını yeniden gündeme getirdi. Bu olay, gençler arasında dayanışma ve destek sağlayan bir hareketin oluşmasına da neden oldu. Pek çok kişi, sosyal medya üzerinden #EtekGiydirmeİtidalı etiketi ile bu tür zorbalıklara karşı sessiz kalmayacaklarını belirtti. İlgili sosyal medya paylaşımları, saldırının ciddiyetine dikkat çekerek farklı topluluklardan geniş bir destek aldı.
Gençlerin yaşadığı bu olayı kınayan siyasi liderlerden sosyal medyada tanınan kişilere kadar birçok farklı kesim, itidal çağrısında bulundu. Birçok kişi, bu tip davranışların toplumda asla yeri olmadığını ifade ederken, gençlerin yaşadığı travmanın izlerinin ne kadar derin olduğunu vurguladı. Hayatını kaybeden insanların en son istediği şeylerin başında gelen bu tür olaylar, toplumda korku ve huzursuzluğa yol açıyor. Bu tür şiddet olaylarının önlenmesi için eğitim, farkındalık çalışmaları ve güçlü bir toplumsal dayanışma gerektiği açık bir şekilde ortaya çıktı. Okullarda şiddete karşı farkındalık yaratılması, gençlerin bu tür olaylara maruz kalmasını azaltabilir. Zorbalıkla mücadelede etkili stratejilerin geliştirilmesi esas olmalı. Herkesin parçası olduğu bu toplumda, şiddet ve zorbalığa karşı tavır almak, yaşanan olayların tekrar etmemesi için büyük bir adım olacaktır. Olaydan sonraki günlerde medya, gençlerin yaşadığı durumu geniş bir şekilde ele aldı. Uzmanlar, toplumsal cinsiyet eşitliği, zorbalık, şiddet konularında bilinçlendirme çalışmalarının artırılması gerektiğini belirtti. Saldırının ardından mağdurların psikolojik destek alması, yaşadıkları travmanın üstesinden gelebilmeleri için oldukça önemli bir nokta haline geldi. Bu olay, sadece bir insana değil, tüm topluma zarar veren bir durum olarak karşımıza çıkmalı ve herkesin iş birliği yapması gereken bir sorun olarak görülmelidir.” Sonuç olarak, "Abinin selamı var" ifadesi, bir selamlaşmanın ötesine geçerek, cinsiyet temelinde yaşanan bir zorbalık ve şiddet eylemine dönüşmüştür. Bu olayı unutmak ve geçiştirmek mümkün değildir. Çünkü her bir birey, insan onuruna saygı göstermekle yükümlüdür. Toplumun her bireyi, bu tür olaylara karşı duyarlı olmalı, adaletin tecellisi için mücadele etmelidir. Unutulmamalıdır ki, bir kişinin maruz kaldığı zorbalık, toplumun bir bütün olarak yüreğini yaralar.